Son Dakika :
Home » , , , , , , » Bir takımın anatomisi;Galatasaray...

Bir takımın anatomisi;Galatasaray...

Site görevlimize, dostlarıma, yakın çevreme, eşime ve hatta dokuz aylık oğluma bile son haftalarda en sık tekrarladığım cümle; ''Galatasaray iyi değil''.
Üstelik bu lafı öyle maç sonrasında filan da söylemiyorum, en çok ilk on beş dakika bitiminde ağzımdan çıkıvermiş oluyor...
Bu tespiti yapabilmek için, ''müneccim''lerle yakın temas halinde olmaya, Mourinho'ya telefonla bağlanmaya, Alex'e twitterdan sormaya, Rıdvan,Sergen,Tümer ve Hakan Şükür'e rating sağlamaya, Medyum Memiş'e ve Keto'ya danışmaya, elbette gerek yok.
Fayda sağlayacak bilimsel analizi yapabilmek yeterli. Bunun için geçen sene ve bu seneki Galatasaray'ı karşılaştırmak/kıyaslamak lazımsa, doğru referans verebilmek için, söze, yine, doğru kerteriz noktasından başlamak gerekiyor.
1-Yeni transferler yeterince uyum gösteremedi ve fayda sağlamadı.
Bu sene yapılan transferler(Amrabat,Dany,Hamit,Burak,Umut) Şampiyon olmuş takımın oturmuş yapısını ve mevcut sistemini (4-4-2) değiştirmek için yapılmadı. Geçen sene ki kadroda var olan isimlerin (Engin Baytar,Emre Çolak,Baros, Necati,Gökhan Zan) üzerine daha iyilerini almak, ve mümkünse Lig ve Avrupa ''saç ayakları'' üzerinde birbirine yakın alternatif oluşturacak ''iki takım'' kurmak/yaratmak için yapıldı.
Yani meşhur kadro derinliği ve rotasyon meseleleri, bu isimlerin transfer nedenleriydi.
Ancak bana göre; hücumda, attıkları 10 gole rağmen Umut ve Burak, Galatasaray'ın ideal santraforları olamadılar.
Çünkü birbirlerine çok yakın oynuyorlar, iyi top tutamıyorlar ve benzer pozisyonlarda aynı tip reaksiyonlarla oynuyorlar.
Umut; takipçi, pozisyonları son ana kadar kovalıyor,oldukça mücadeleci ancak tekniği zayıf.
Baros ile Umut'u kıyaslayacak olursak, bana göre, tekniği,vuruş ve pozisyon becerisi ile Baros daha önde.
Burak; pres yapmayı sevmiyor, bu bağlamda tembel ve boş pozisyon kovalayan bir oyun yapısına sahip. Buna karşın çok istekli ve fazlasıyla pozisyona girmesine rağmen fazlasıyla da kaçırıyor.
Dikkat ederseniz Elmander-Burak birlikte oynadıklarında Elmander, birçok pozisyonda Burak'ı pres için yardıma çağırıyor ancak Burak gelmiyor. Dolayısı ile birlikte hücum pres yapabilme yetisi ve vuruş becerileri ile geçen seneki Baros-Elmander ikilisinin çok daha verimli ve uyumlu olduğunu kabul etmeliyiz.
Defansa gelecek olursak; burada durum daha vahim. Ujfalusi'nin beklenmeyen ''çapraz bağ trajedisi'' ve birdenbire ortaya çıkardığı ''Cris'', Hakan Balta'nın ''halen gizemini koruyan sakatlığı'' ve buna bağlı formsuzluğu, Muslera'yı, ''Semih,Dany,Cris'' üçlüsünden yaratılan kombinasyonlara, bir de ''sol açıktan bozma Riera''ya mahkum bıraktı. Ve bu durum, bir bakıma geçmişin ''Hüsamettin Özkan,İsmail Cem,Kemal Derviş'' üçlüsü kadar verimsiz sonuçlar yarattı.
Orta sahada ise, Amrabat, Kayseri'deki gibi serbest oynamayamadığı ve yine Kayseri'deki kadar boş alan bulamadığı için sol kanatta; Hamit ise, formsuzluğu,maç eksikliği gibi sebeplerin yanında statik ve ağır oyun tarzı ile Engin Baytar kadar kolay adam eksiltemediğinden sağ kanatta beklenen katkıyı sağlayamadı.
Sezon başında Galatasaray ''rüya takım'' ilan edilirken, ''We are the Champions'' şarkısı ile bilinen Queen'in rahmetli solisti FredyMercury'nin mezarını Şampiyonlar Ligi Kupası ile ziyaret etmenin planlarını yapanlar bile oldu!
Galatasaray, kağıt üzerinde transfer Şampiyonu olsa da, işin gerçeği, Avrupa'da işler, hiç de iyi gitmedi.
2-İdeal Kadro henüz oluşmadı.
''Adnan Oktar'ın bayan müritlerine''ne bile sorsanız size geçen sezonun ideal Galatarasay 11'ini aşağıdaki gibi sayarlar; Muslera,Ujfalusi,Semih,Eboue,Hakan Balta,Selçuk,Melo,Emre Çolak,Engin Baytar,Baros,Elmander.
Bu sene bırakın ''Yavru Kurtlar''a (''minik izci''lere), Fatih Hoca'ya bile sorulsa ideal bir kadro sayabileceğinden şüpheliyim.
Bu ifade kesinlikle Fatih Terim'e bir gönderme değil, tamamen durum tespitidir ve Galatasaray'da sezon başından bu yana ''kale haricindeki tüm bölgelerde'' arayışlar,''deneme ve yanılmalar'' devam etmektedir.
 3-''Eski''lerdeki değişiklikler(i),
Geçen sene ki Şampiyonluğun baş aktörleri ve sezonun açık ara en iyi oyuncuları olan Melo-Selçuk ikilisinin formsuzlukları,
Engin'in ''yedi ölümcül günah''ın altıncısı olan Ira'nın, yani Öfke'sinin önüne geçememesi kaynaklı uzun ''sürgün'' cezası ve buna bağlı eksikliği,
Baros'un iş adresinin ''TT Arena tribünleri''olarak değişmesi,
bazılarına göre, Elmander'in ikinci plana atılmasına bağlı isteksizliği ve sakatlık sebepli ''vuruş güçsüzlüğü'', ve ''deplasman golcüsü'',
''kötü gün kurtarıcısı'' Necati'nin vefa nedeniyle Eskişehir'e satılması olarak sıralayabiliriz.
***
İzleyenleriniz, Ata Demirer'in Eyvah Eyvah'ta kullandığı meşhur ''senden ötürü'' repliğini hatırlayacaktır.
Galatasaray'lılar son zamanlarda alınan sonuçlardan mutsuzdur ve değişik şekillerde ''senden ötürü'' demektedir.
Buradaki ''sen'', sezon başında yaratılan rüya takım olgusu ve Şampiyonlar Ligi'ndeki beklentilerin ''görece'' karşılanamamış olması nedeniyle, bu sonuçlarda pay sahibi olan her türlü sebebi ve kişileri kapsamakta olup, ''sembolik'' bir nitelik taşımaktadır.
O halde, ''Doğru Yol''u bulmak istiyorsan, mazeretlerden sıyrılarak, özeleştiri yapmaktan vazgeçmemeli, hatayı, gol kaçıranlardan ziyade, biraz da yaptığın seçimlerde, dolayısı ile kendinde aramalı, zamanında '' (AC)Milan''da yaptıklarını diğer ''Milan''larda tekrarlamamalı, ve eldeki kaynakların tamamını, verimli şekilde kullanmalısın.
Gol yemenin önüne geçemiyorsan, daha fazla gol atmalısın. Bir çok farklı denemeye rağmen hala gol atamıyorsan, denediklerinin yerine denemediklerine şans tanımalı ve onları oynatmalısın.
Daha açık söylemek gerekirse, geçen sene Galatasaray'ın en pahalı futbolcusu durumunda olan ''pişkin'' Riera hala forma şansı bulabiliyorsa, bu şans Baros'a da verilmelidir.
Sonuçta fırsat eşitliği kavramı, adaletin temelidir.
***
Özetle sevgili okur,
Geçen sene Galatasaray daha fazla pres ve ayağa pas yapıyor; çok daha az gol pozisyonuna girmesine karşın, daha fazla yüzde ile gol atıyordu.
Bunun iki temel sebebi, birbirini tamamlayan oyuncu seçimleri ve takım olabilme becerisi idi. Bu sene bu özellikleri (Umut-Elmander ikilisi dışında) pek göremiyoruz.
Bir kısmınız bu yazıda Fatih Terim ve teknik kadrosunu eleştirmem nedeniyle bana kızsa da, unutmayalım;
dost acı söyler...
***
Yukarıda anlatılanlara katılmayan sevgili okur,
tüm eleştirilerime karşın, İmparator ve güzide ekibinin Galatasaray'ımızı yine kıvanç duyacağımız günlere taşıyacağından hiç şüphem bulunmamakta.
Dolayısı ile yazımı, ''Che''nin çok sevdiğim ünlü sözü ile bitirerek asıl amacımı netleştirmek isterim;
''Gerçekçi ol, imkansızı iste''...
Sevgi ve saygıyla,
Bu haberi paylaş :

Yorum Gönder

 
Destek : Harika Siteler | | HarikaSiteler
Copyright © 2012. Haber1 - All Rights Reserved
TEMA Harika Siteler FİRMA HarikaSiteler